Ağaçlar Allah,Allah diyorlar.
Kendi arasında ağaç gövdesi dalı ve budak ile kenetlenmiş.
korunmanın derdine düşmüşler.
Ben de yoldan gelecek otobüsü bekliyorum.
Durağın tam karşılığında çam ağaçları sallantıdan kozalaklarını
döküyorlardı.
Çam ağaçlarının yanında fil mezarı sakin suskun
Durağın yanında bir büfe var ama kapalı. Büfeyi filler talan yaptılar.
Fillerin ayak parmakları büfenin kiremitlerini kırdılar.
Durağın karşıda Geri gönderme merkezi yanında il Göç İdaresi
Asfalt düzdü şimdi üstünde çakıl taşları zıplıyor.
Yani her şey benim gözlerimin önünde oldu.
Alman Allah'ım! Ben Afrikalı değilim hayatımda hiç fil görmedim
seslerini ve görüntülerini filmde de duyuyorum ve görüyorum ama şimdi
canlı canlı görüyorum. Topraktan gelen ayak seslerini
ilk defa duyuyorum. Kulaklarını bir sağ
bir sola oynatışlarını ilk defa gördüm. Haykırışlarını duyuyorum devasa
kulaklarının bir ileri bir geri yelpaze gibi. İnsana korku sarıyor.
Bir fil sürüsü bu deprem değil,
fillerin ayak sesleri uğultu sesleri ve toprağı sallamaları.
Hiç alev yok ama ortağılık alev alev,
fillerin yürekleri alev alev.
Tepede büyük bir site var.
Yüzme havuzu bir site.
Orada insanlar güneşleniyorlar çocuklar top oynuyorlar.
Burada fillerin ayak sesleri, orada neşe.
Orada başka bir dünya, burada başka bir dünya var.